5053873217 [email protected]

27 yaşında hayata gözlerini yuman Amy Winehouse, bugün yaşasaydı 32 yaşında olurdu. Bugün milyonlarca hayranının doğum gününü kutladığı, muhteşem caz gırtlağından o çok sevilen şarkılarını dinlediği Amy Winehouse, tıpkı Brian Jones, Jimi Hendrix, Janis Joplin, Jim Morrisson, Kurt Cobain gibi 27 yaşında hayatlarını kaybetmiş efsane isimlerden biri oldu.

Amy Winehouse

Bugün, 27 yaşında hayata veda eden Winehouse’un doğum günü. “Ben tam soyadım gibiyim” diyerek alkol sorununu dillendirmekten çekinmeyen, soul müziğin divası olarak kabul edilen, 5 Grammy ödüllü Amy Winehouse’un hikayesi, 1984 yılında Londra’da başladı.

Londra’nın kuzeyindeki Southgate semtinde, Yahudi bir ailede dünyaya geldi. Ailesi caza yönelmesinde etkili oldu.Winehouse’ın babası Mitchell taksi şoförü, annesi Janis (kızlık soyadı Seaton) eczacıydı. Mitchell, çocukluğunda Amy’ye sık sık Frank Sinatra şarkıları söylerdi.amy2

Winehouse, dokuz yaşındayken büyükannesi Cynthia, Susi Earnshaw Tiyatro Okulu’na girmesini önerdi.On yaşındayken çocukluk arkadaşı Juliette Ashby ile Sweet ‘n’ Sour adında kısa ömürlü bir rap grubu kurdu.Tam zamanlı eğitim veren Sylvia Young Tiyatro Okulu’na başlamadan önceki dört yıl boyunca Earnshaw okuluna gitti ve bir iddiaya göre “okul ve derslere ilgisi olmadığı” ve burnunda piercing olduğu için okuldan uzaklaştırıldı. Sylvia Young Okulu’nda 1997’de The Fast Show’un bir bölümünde sahne aldı. Daha sonra, Selhurst, Croydon’daki BRIT Okulu, Southgate Okulu ve Ashmole Okulu’na gitti.

Winehouse’ın 2003’te çıkan ilk albümü Frank, başarılı satış grafiğinin yanı sıra eleştirmenlerce de beğenildi ve Merkür Ödülü’ne aday gösterildi. Bir sonraki albümü olan ve 2006’da yayımlanan Back to Black ile En İyi Yeni Sanatçı, Yılın Kaydı, Yılın Şarkısı dahil olmak üzere altı dalda Grammy Ödülü’ne aday gösterildi ve beşini kazandı. Böylece bir gecede en çok ödül kazanan kadın şarkıcı rekorunu kırdı ve beş Grammy kazanan ilk İngiliz şarkıcı oldu. 14 Şubat 2007’de En İyi İngiliz Kadın Sanatçı dalında bir BRIT Ödülü kazandı, ayrıca En İyi İngiliz Albümü dalında aday gösterildi. Üç defa Ivor Novello Ödülleri’ne aday gösterildi: biri 2004’de “Stronger Than Me” ile En İyi Çağdaş Şarkı (söz ve müzik) dalında, biri 2007’de “Rehab” ile En İyi Çağdaş Şarkı dalında ve biri 2008’de “Love Is a Losing Game” ile En İyi Söz ve Müzikli Şarkı dalında. Albüm, Birleşik Krallık’ta 2000’lerin en çok satan üçüncü albümü oldu.amy1

Winehouse, zaman zaman önemli kadın müzisyenler, soul müziğin popülaritesinin artışında etkisi olanlar ve İngiliz müziğini yeniden canlandıranlar arasında gösterildi. Kendine has saç ve kıyafet stili, Karl Lagerfeld gibi moda tasarımcılarına ilham kaynağı oldu. Şarkıcının uyuşturucu ve alkol bağımlılığı sorunları, 2007’den ölümüne kadar haberlerde düzenli olarak yer aldı. Boşandığı eşi Blake Fielder-Civil ile birliktelikleri esnasında çeşitli nedenlerle sık sık yasal sorunlar yaşadılar ve eşi kısa bir süreliğine hapse girdi. 2008’de Winehouse, kariyeri ve hayatını tehdit eden bir dizi sağlık sorunu ile karşı karşıya geldi.

Bu başarı ve trajedi dolu hikaye Temmuz 2011’de, başladığı yerde; Londra’da son buldu. Müzik dünyası şoktaydı. Gencecik yaşında soul müziğin divası olarak anılmaya başlayan Amy artık yoktu. Arkasında milyonlarca hayranını ve sadece müziğini bırakmıştı.