Efsanevi “Mad Max” filmlerinin yönetmeni George Miller yeni bir Mad Max şöleni yaşatıyor. Mad Max: Fury Road ile unutulmaz film teknolojinin olanaklarını da alarak geri döndü. Charlize Theron ve Tom Hardy’nin rol aldığı film, serinin dördüncü bölümü. Filmin diğer karakteri Nicholas Hoult, Hugh Keays-Byrne, Nathan Jones, Josh Helman, Rosie Huntington-Whiteley, Riley Keough, Zoë Kravitz yer alıyor.
KONU:
Zorlu geçmişi Mad Max’i hayatta kalmak için en iyi yolun yalnız olmak gerektiğine inandırmıştır. Yine de bir şekilde kendini Furiosa adlı liderlerinin peşinde çorak topraklardaki savaş ortamından, sürekli kaçarak hayatta kalmaya çalışan bir grubun arasında bulur. Yaşadıkları ortamı zalimce yöneten Immortan Joe’dan kaçmaktadırlar ve Joe kendisinden çalınan ve yeri doldurulamayacak derecede önemli kaybının peşindedir.
ETKİLEYİCİ BİR DENEYİM:
Chip Online etkinliği sayesinde ön gösterimini izleme şansı bulduğumuz MAd MAx Fury Road boyunca hiç düşmeyen etkileyiciydi.
Film 2 saat boyunca adrenalin seviyenizin düşmesine hiç izin vermiyor. Hatta filmden sonra bir süre kas ağrısı çekmeniz de olası.
PEk çok action filminde 15-20 dakika süren temposu yüksek sahneler, Mad MAx Fury Road’un geneline hakimdi. Üstelik bu temposu yüksek sahneler izleyiciyi sıkmak bir tarafa, filmin ne zaman başlayıp, ne zaman bittiğini de anlamadan salondan çıkmanıza neden oluyor.
Finalde Max’in gözden kayboluş sahnesi ise tadı damakta kalmış, bitişine üzülünen bir lezzet gibi.
Film ile ilgili en önemli konu ise üzerinden 30 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, serinin ilk filmlerindeki dokunun bozulmamış olması. Bir restorasyon çalışması titizliğinde yönetmenin bilgeliği sayesinde doku uyumu yakalanmış.
Önemli bir konu da Charlize Theron’un başarısı. Usta oyuncu filmdeki karakteri öyle başarılı canlandırmış ki, filmin sonunda “Zaten başkası olamazdı” diye düşünüyorsunuz.
YENİ MAX TOM HARDY:
Mel Gipson Cehennem Silahı serisi ve Cesur Yürekle efsaneleşse de onu var eden film Mad Max serisidir. Daha ilk oyunculuk yıllarında herkesçe tanınır bir hale gelmiştir. Max ve Mel Gipson birbirlerine çok şey borçludur. Hal böyle olunca da yeni Max’e alışmak biraz zamanımızı aldı. Ancak filmin ilk yarısında rüştünü ispat eden yeni Max, yine insanları yüz üstü bırakmaması ve tüm action sahnelerinin hakkını vermesi ile gönlümüzü fethetti. Yine de Mel Gipsonlı 1. Max’i ayrı bir yere koyuyoruz. Ne de olsa ilk göz ağrımız.
