5053873217 [email protected]

‘Paramparça’ dizisinde oynayan Nurgül Yeşilçay, sürekli aynı karakteri canlandırmaktan sıkıldığını, bugüne kadar hemen her rolde oynadığını müzikalleri çok sevdiğini söyledi. Yeşilçay, hiç estetik yaptırmadığını belirtirken, “Aşkı önemsiyorum. Aşkla gelen başarı en önemli olan şey” dedi.

NURGUL

Zeynep Özek’in Birleşik Arap Emirlikleri merkezli MBC4 kanalı için hazırladığı ‘Turki Ekstra’ programının son konuğu Nurgul Yeşilçay oldu. İstanbul’da bir dergi için yapılan fotoğraf çekimlerinin ardından soruları yanıtlayan Yeşilçay, fotoğraf çekiminin kendisine daha zor geldiğini söyledi. Nurgül Yeşilçay, “Oynamak beni çok daha rahatlatıyor ve kolaylaştırıyor hayatımı. Fotoğraf çekerken durup, poz veriyorsun. Pek çok şeyi düşünmek zorundasın. Ama oynarken ben sadece oynadığım şeyi düşünüyorum ve o bana çok daha kolay geliyor” dedi.

Yeşilçay, oyuncu kadrosu ve ‘klasik ancak evrensel’ işlenen senaryoya sahip diye nitelendirdiği ‘Paramparça’ dizisinde yönetmenin, çok iyi çok doğru bir ekiple çalıştığını ifade ederken canlandırdığı karakter ile ilgili “Daha çok bağırmak, tepki göstermek istiyorum. Ama kendimi tutmak zorundayım. ‘Gülseren olsam kendimi tutardım’ diye düşünüyor ve kendimi tutuyorum. O açıdan zorlanıyorum.

Yeterince isyan etmiyor, sadece kaderine isyan ediyor. Daha pek çok şey yapabilir. Etrafında çok kötü insanlar var onlara gerekli dersi vermiyormuş gibi geliyor bana ve içten içe çok kuduruyorum yani bu duruma çok hırslanıyorum” dedi. Türkiye koşullarında çekilen dizilerde sürenin çok uzun olduğunu , ekipteki genç isimlerin oyunculuk açısından çok yetenekli ve algılarının çok açık olduğunu vurgulayan Nurgül Yeşilçay, şöyle konuştu:

“Öncelikle sette, yönetmene karşı nasıl davranmaları, oyuncularla iletişimlerinin nasıl olmasını anlatmaya çalışıyorum. Mesela ağlama sahnelerinde yardımcı oluyorum. Şöyle yaparsan daha iyi olur diye. Ama bence en önemlisi bu işin genel ahlakını bilmek. Ben de çok önemli oyuncularla; Türkan Şoray ve Şener Şen ile başladım. Onlardan öğrendiğim şeyler şimdiye kadar bana çok yararlı oldu. Ben o zaman üniversite öğrencisiydim, pek çok şeyi bilmiyordum. O yüzden onlara sorduğumda çok kibar çok güzel bir şekilde yardımcı oluyorlardı. Ben de onlardan öğrendiğim şeyleri genç arkadaşlara yapmaya çalışıyorum. “