5053873217 [email protected]

BU yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında, bir panelde moderatörlük yapan Belçim Bilgin Erdoğan, “Peşinde olduğum şey meşhur olmak değil, ben hikayelerle ilgileniyorum” mesajı verdi.

BELÇİM BİLGİN

‘Çalsın Sazlar’ adlı filmle sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanan Belçim Bilgin; “Eskiye oranla kendimi daha güçlü hissediyorum. İşime aşığım, hep yeni bir şeyler denemek istiyorum”

Belçim Bilgin kendi jenerasyonu oyuncuların tüm özelliklerini taşıyor: Akıllı, dünyaya açık, meraklı, kendini geliştirmenin ve yeni şeyleri denemenin peşinde… Ocak ayında vizyona girecek yeni filmi ‘Çalsın Sazlar’da şarkı da söylüyor. Oyuncu, InStyle dergisi için hayatındaki değişimleri anlattı:

BAZI ŞEYLER SIRADANLAŞMAMALI

Yılmaz (Erdoğan) benim hayatıma girdiğinde oyuncu olmak isteyen ve bu işi nasıl yapacağı ile ilgili yol gösterilmesini bekleyen bir kız çocuğuydum. Bazı şeylerin sıradanlaşmasını sevmiyorum. Hiçbir zaman da bunu unutmadım ve unutmayacağım. Çünkü ben Yılmaz’la birlikteyim ve onun eşiyim diye o değerinden hiçbir şekilde hiçbir şey kaybetmeyecek. Bazen şu olur ya; gözünüzde çok büyüttüğünüz sanatçılar bir anda onlara ulaştınız diye çok sıradanlaşır, normalleşir ve özeni kaybedersiniz. Bunlar hassas olunması gereken noktalar bence…

EŞİME MİNNETTARIM

Biz iki yıl boyunca ‘Kelebeğin Rüyası’ ile yaşadık. Filmle yatıp filmle kalkıp, şiirleri, kostümleri herşeyi konuştuk. Hep merak ediyordum; yönetmen Yılmaz’ın setinde oyuncu olmak nasıl bir şey diye. Onun filmlerini izlediğimde, ‘oyunculardan biri olmayı ne kadar çok isterim’ diyordum. O şansı bana vermiş olmasına da çok minnettarım.

KENDİME ACIMASIZIM

‘Kelebeğin Rüyası’nı Cannes’da izlerken çok heyecanlandım. Tabii ki hep kendime baktım, daha acemiydim. Hep eleştirdim, kendime karşı acımasız davrandım. Beni besleyen bir şey bu. Olmayan taraflarını görüyorum ki, bundan sonrasında daha iyisi olsun. Hiçbir zaman olmuş demiyorum.

HAYATIM DEĞİŞTİ

Şimdi aynaya baktığımda oldukça çok şey değişti hayatımda, değişmeye de devam ediyor. Bir kere kadın olarak, 30 yaşın çok sihirli olduğunu düşünüyorum. Çünkü belki de kaygılarınız daha da azalıyor. Artık kim olduğunuzu biliyorsunuz. Açıkçası başka ülkelerde bu süreci daha erken yaşlarda yaşıyorlar. 18 yaşından itibaren birey olarak değer görmeye, kendi kararlarının arkasında durmayı ve kararları ne olursa saygı ile karşılandıkları bir gelenekten geliyorlar.

ARTIK DAHA GÜÇLÜYÜM

“Eskiye oranla kendimi daha güçlü hissediyorum. Eskiden çok kırılgandım, hassastım, her şeyi kişisel algılama eğilimindeydim. Artık hayata öyle bakmıyorum. Oyunculuk anlamında da yapacağım çok fazla şey olduğunu düşünüyorum. İşime aşığım, hep yeni bir şeyler denemek istiyorum. Mesleğim hayattaki en büyük tutkum ve bu yüzden de çok şanslı olduğumu düşünüyorum.”

iLK DEFA ŞARKI SÖYLEDiM

“Çalsın Sazlar’da ikinci sınıf bir meyhane şarkıcısını oynuyorum. Caner (Cindoruk) ve Engin (Hepileri) çok tatlılar. Öyle partnerlerim olduğu için çok şanslıydım. Çok eğlendik ve oyunculuk açısından da denemediğim şeyleri, deneme fırsatı verdi bana. İlk defa şarkı söyledim. İlk defa bu kadar fütursuz bir karakteri oynadım. Hikaye, dönem filmi olarak başlayıp günümüze uzanıyor. Üstelik aşk, dram ve komediyi aynı potada eriten özel bir film. Dolayısıyla filmdeki karakterimin, geçmişten günümüze dönüşümünü görmek bana büyülü geldi.”

SIRADA KISA FiLM VAR

“Bu ayın sonunda üzerinde uzun zamandır çalıştığımız bir kısa film çekeceğiz ve yüzmediğim sulara götürecek oynayacağım karakter. Murathan Özbek, üniversite yıllarımdan yakın bir arkadaşım. Fotoğrafçılıkla başladı serüvenine ve dünyada da hatırı sayılır bir çok ödül aldı. Şimdi o gözünü, o deneyimini sinemaya taşımak istiyor.”

Yazının tamamı InStyle dergisinin aralık sayısında.