5053873217 [email protected]

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığında ve Elif Dağdeviren direktörlüğünde gerçekleştirilen 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin kısa film bölümü, öğrenciler ve genç sinemacıları bir araya getirmeye devam ediyor. Gösterimlerin ardından gerçekleşen söyleşilerse kısa sürede samimi bir sohbete dönüşüyor.

MERT GÖKALT
Bugün “İmre”, “Dün Bugün Yarın” ve “Topal Kuzular”ın ekipleri seyirci karşısına çıktı. Mert Gökalp’in yönettiği “İmre”nin söyleşisinde başrol, sualtı dünyasınındı. Gökalp, sualtı dünyasına ilgisini ve bunun kısa filme dönüşme sürecini şöyle anlattı:

“Aslında süngerler üzerine belgesel yapmaya çalıştım; olmadı. Kitap yapmaya çalıştım; olmadı. 1990’dan beri yazları Bodrum’da yaşıyorum. Bodrum’un gelişimindeki süreç beni çok etkiledi. Bu yüzden kaybolan bir şeyi anlatmak gerekliliğini duydum. Bu filmde en önemli şey, profesyonellerin etrafımızda toplanmasıyla hiç para harcamadan, sıfır bütçeyle yapılmış olmasıdır”

Görüntü yönetmeni Volkan Çalışır ise çalışma sürecini şöyle anlattı:

“Mert’le yaklaşık 2 yıldır beraber çalışıyoruz. Projemizin en zor kısmı hem sualtı hem su üstünde bütünlük sağlama gerekliliğiydi. 9 gün boyunca, 7 metre suyun içinde bunu gerçekleştirmek zorlayıcıydı”

Anıl Kaya’nın yönettiği “Dün Bugün Yarın” ise yönetmenin kişisel gayretiyle çalıştığı yeri, kendine sponsor yapmasıyla hayata geçme fırsatı bulmuş bir film. Aynı gayretler, ünlü oyuncuları filme dahil etmekte de başarılı olmuş.

“Filme destek bulma konusunda epey zorlandım. En sonunda çalıştığım reklam ajansındakiler dayanamayıp sponsor oldu. Ekibinse çoğu tanıdığım insanlardı; benim için bir araya geldiler ve bu film ortaya çıktı. Bir önceki filmimde de Sezin Akbaşoğulları ile çalışmıştık. İlk filmlerimi yaparken çekinirdim; ünlü isimler niye gelsinler ki, diye düşünürdüm. Bir kere denedim; baktım oluyor, geliyorlar. Senaryoyu gönderiyorum, okuyorlar, sonuçta kararlarını veriyorlar.

Yunus Yıldırım’ın yönettiği “Topal Kuzular”, özyaşamöyküsel nitelikler taşıyan bir film olarak dikkat çekti. Yönetmen Yıldırım, bunun açıklamasını şöyle yaptı:

“Filmi Karlıova’da çektik. 2000-2005 yıllarında Erzurum Atatürk Lisesi’nde okurken sürekli Karlıova’nın içinden geçiyordum; memleketim olduğu için. Benim backgroundum da konar-göçer bir aile. Amerika’dan dönünce bunlar üzerine, memleketime ait bir şeyler yapmak istedim.

Amerika’dan iki arkadaşım geldi, onlarla birlikte çektik. 7 yıldır Türkiye’ye gelmediğim için zor oldu. Tamamen o yörenin insanlarını kullanmaya çalıştım. Başrol oyuncusu dışındaki oyuncular yerel halktan oluşuyor, biri de kız kardeşim Esra Yıldırım”