Milli takımların mücadelesini izlerken, Türkiye liginde oynayan oyunculardan dolayı Hırvatistan milli takımını ayrı bir heyecanla takip ediyordum. Roko Ukic, Marco Tomas gibi yıldızlardan sayı beklerken, genç bir oyuncu ağabeylerinden daha çok rol alıyordu. Aynı sıralarda Eurolig’te de Cibona Zagreb’i sırtlıyordu genç yıldız.
Çok geçmedi adı Fenerbahçe Ülker ile anılmaya başladı, ve sezon sonunda da transferi açıklandı. Zayıf ve iddiasız takımda lider oyuncu olarak ve sınırsız yetki ile güzel oynamak yetenek işidir ama iddialı bir takımda ve kaliteli oyuncularla süreleri paylaşırken aynı katkıyı verebilmek sizi yıldız yapabilir. Fenerbahçe Ülker’de geçirdiği 3 sene sonunda Bojan Bogdanovic’i NBA’ye yıldız oyuncu olarak gönderemiyorsak, bunun kendi payına düşen kısmı yok denecek kadar azdır. Onu Türkiye’de izlemek bizim için büyük bir keyifti, ama maalesef Türkiye’de oynamak onun kariyeri için büyük bir kayıp oldu. Malum ülkemiz basketbolu belli bir plan program dahilinde değil de menejerlerin gönlünü etme temelinde seyreder. Fenerbahçe Ülker de bu üç senelik periyotta okyanusta dalgaların arasındaki bir gemi gibiydi.
Özellikle 2 sene önce Avrupa kupaları tarihinin en başarısız, en savaşmayan, en pes etmiş takımı ünvanını kazanmıştı. O ilk yarıda bırakılan maçlarda bile mağlubiyeti kabul etmeyen, sonuna kadar savaşan belki de tek oyuncu Bojan Bogdanovic’ti. Teknik olarak yazılacak fazla bir şey yok; basketbolun gerektirdiği ne varsa kumaşında fazlası ile mevcut. Çok keskin bir üçlükçü olmasına rağmen A planı her zaman sonuna kadar çemberi zorlamak olmuştur. Sırtı dönük oynar, genelde sonu sert bir smaçla biten penetreler yapar. Her ne kadar savunma zaafı eleştirilse de, savunma düzeni olmayan takımda kişisel olarak hep büyük gayret göstermiştir ülkemizde oynadığı süre zarfında. Sadece sayı krallığı değil, index rating sıralamasında da çoğu zaman zirvede yer alarak komple bir basketbolcu olduğunu fazlasıyla ispatlamıştır. Dediğim gibi Türkiye’de değil de Yunanistan ya da İspanya’da oynamış olsaydı, NBA’ye giderken değil final four, eurolig şampiyonluğu bile eklemişti öz geçmişine.
En yakın zamanda yine aramızda görmek dileği ile, yolun açık olsun..
