5053873217 [email protected]

Rusya günleri sona eren Kurt Seyit ve Şura “İstanbul” günleriyle bambaşka bir diziye dönüştü. Hatalarından ders çıkaran dizi ekibi çok daha sürükleyici bir senaryo ve kurgu ile döndü.

Görkemli geçmişlerini, en sevdiklerini, topraklarını geride bırakıp derin acılarla İstanbul’a gelen Kurt Seyit ve Şura’nın hayatında yeni bir dönem başlıyor. 1920’lerin işgal altındaki İstanbul’unda kendilerine yoktan bir dünya kurmaya çalışacak Kurt Seyit ve Şura; tüm zorlukları birlikte göğüsleyecekler. Star TV’de başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah’ın yer aldıkları dizide Kurt Seyit ve Şura karakterleri aşkları ve İstanbul’da onlara eşlik edecek yeni arkadaşları sayesinde yaşama tutunacaklar.  İşte her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalan Kurt Seyit ve Şura’nın İstanbul’da kuracakları yeni hayatın en  önemli tanıkları:

KURT SEYİT

TOLGA SAVACI  ‘AHMET YAHYA KURT SEYİT’İN YOLDAŞI, AĞABEYİ OLACAK!’

Uzun bir aradan sonra ekranlara geri dönen Tolga Savacı; Kurt Seyit ve Şura’nın İstanbul’da ilk konaklayacakları Şeref Oteli’nin sahibi Ahmet Yahya karakterini canlandırıyor. Diziyi büyük bir keyifle takip ettiğini belirten Tolga Savacı; Yahya’nın, Kurt Seyit’e bir yoldaş hatta ağabey olacağını belirtti. “Sevgi, saygı ve profesyonelliğin çok iyi harmanlandığı Kurt Seyit ve Şura setinde keyifle çalıştığını dile getiren Savacı, merakla beklenilen Ahmet Yahya karakterini anlattı: Kurt Seyit gibi Kırımlı olan Yahya, Güzide’yle evlenerek yıllar önce kaybettiği eşinin acısını unutacak ve tüm kalbiyle Güzide’yi kazanmak için savaşacak. Ancak Kurt Seyit ile Şura’nın otellerinde kalmak için geldiği gün Yahya’nın hayatında da büyük değişiklikler yaşanacak. Otelini aynı zamanda Kuvai Milliye’ye destek için üs olarak kullanan Yahya, Kurt Seyit’in de yanında yer almasıyla bu mücadelede daha aktif bir rol oynamaya başlayacak.   Tolga Savacı “Nerminciğim, onun  aile hikayesinin bir parçası olmamdan çok mutlu, ben de. Bu kadar güzel işlenmiş bir eserde, böyle bir ekiple beraber  yer almak bir aktör için çok keyifli” diyerek duygularını dile getirdi.

 

ENGİN ŞENKAN (RIZA)  ‘HOLLYWOOD SETİNDEN FARKSIZ’

Usta oyuncu Engin Şenkan, Kurt Seyit ve Şura İstanbul’da canlandıracağı Rıza karakteriyle şimdiye kadar oynadığı rollerden çok farklı bir karakterle ekrana gelerek izleyiciyi şaşırtacak. Kurt Seyit ve Şura’nın İstanbul platosunun Hollywood setlerini aratmadığını belirten Engin Şenkan canlandırdığı Rıza karakterini anlattı: “Şeref Oteli’nin karşısındaki çamaşırhanenin sahibi olan Rıza, güçlü gözlem yeteneği, merakı ve kulağı kesik biri olması sayesinde parasına para, gücüne güç katan bir adam. Tarafını her zaman kendisi için en sağlam olan yere göre seçmekte usta biri.”

MELİSA ASLI PAMUK (AYŞE) ‘ÇOK ŞANSLIYIM’

2011 Türkiye güzeli Melisa Aslı Pamuk, Şeref Oteli’nde çalışan Ali dayının güzeller güzeli kızı Ayşe karakterini canlandırıyor. Heyecanla takip ettiği Kurt Seyit ve Şura dizisinin İstanbul döneminde kadroya dahil olduğu için çok mutlu olduğunu söyleyen Melisa Aslı Pamuk, Ayşe’yi şöyle anlatıyor: “Genç yaşta dul kalmış bir Türk kızı. Çok meraklı, çalışkan ve hareketli.” Ayşe’ye hayat vereceği için kendini çok şanslı hissettiğini söyleyen Melisa Aslı Pamuk, “Bana verilen rolü en iyi şekilde ekrana taşımak istiyorum, yönetmenime ve bana bu şansı tanıyan Ay Yapım’a ayrıca teşekkür ediyorum”  diyerek duygularını dile getirdi.

DURUKAN ÇELİKKAYA (SABRİ) ‘SETİMİZ ÇOK EĞLENCELİ’

‘Dedemin İnsanları’ adlı sinema filminde sergilediği performansıyla seyircinin kalbini kazanan çocuk oyuncu Durukan Çelikkaya, Kurt Seyit ve Şura-İstanbul’da Sabri karakterini canlandırıyor. “Setimiz çok eğlenceli diyerek sözlerine başlayan oyuncu, ekipteki herkesi çok sevdim ve çok mutluyum diyor. Kurt Seyit ve Şura-İstanbul döneminde, Şeref Oteli çalışanlarından Ali dayıyı babası gibi seven Sabri anne ve babasını çok küçük yaşta kaybetmiştir. Kurt Seyit’in hayatlarına dahil olmasıyla onu kendisine model olarak seçecek ve O’na büyük bir hayranlık duyacak.

DEMET ÖZDEMİR (ALYA) ‘HAYALLERİM GERÇEK OLDU’

Kurt Seyit ve Şura’nın sıkı bir takipçisi olduğunu belirten Demet Özdemir, Alya karakteriyle diziye dahil olmasını “hayallerim gerçek oldu” diyerek ifade ediyor. Çok renkli ve ilginç bir karakterle seyirci karşısına çıkacağı için heyecanlı olduğunu söyleyen Özdemir “Başarılı bir dönem projesinde yer almak hayallerimden biriydi. Şu an canlandırdığım “Alya” karakteri de hayallerimin somut hale gelmesini sağladı diyebiliriz. Alya’nın özellikleri ve yaşayacağı şaşırtıcı gelişmeler, benimle paylaşıldığı an çok heyecanlandım” dedi. Rıza’nın çamaşırhanesinde çalışan Alya, Türk komşularının kendisine seslendiği ismiyle Ayla, ağabeyinin geleceğini kurtarmak isterken yolu Petro’yla kesişecek. O günden itibaren Alya, zorlu fırtınalarda yol almayı öğrenecek. Alya’nın İstanbul’daki, hayatını değiştirmek ve güvenli bir hayat sürebilmek için mücadelesi sırasında, Kurt Seyit ve Şura’nın hayatında da önemli bir rolü olacak.

OSMAN ALKAŞ (ALİ DAYI) ‘HER GÖÇMEN BENİM AKRABAMDIR’

Oyuncu Osman Alkaş’ın canlandıracağı Ali dayı, güler yüzlü, dürüst, tatlı sert karakteri ile izleyenlerin gönlünü fethedecek. Kıbrıslı oyuncu Kurt Seyit ve Şura’nın hikayesini kendi hayat hikayesinden yola çıkarak anlattı.”Ben dokuz yaşımda yaşadım ilk göçümü. Göç eden bir çocuğun nasıl korktuğunu, günlerce anne babasından uzak kalmanın ne olduğunu, bir anda koca bir kahraman gibi bir tabur askerin karşısına nasıl dikilebildiğini ve bir dakika sonra kendini ve dünyayı unutup bağır çağır top peşine koşturduğunu çok iyi biliyorum.İşte bu yüzden her göçmen benim akrabamdır. Kurt Seyit ve Şura da benim yakınımdır, kan kardeşimdir…” Kurt Seyit ve Şura İstanbul’a göç ettikleri ilk günden beri Yahya’yla birlikte kader ortaklığı yapmışlardır. Şeref otelinin görünmez gücü olan Ali dayı, herkesin güvendiği, saydığı, akıl danıştığı yakın bir akraba gibidir. Hayattaki tek varlığı kızı Ayşe olan Ali dayı, hiç sahip olmadığı oğlunun yerine de uzak akrabası olan Sabri’yi koymuştur.

SACİDE TAŞANER (BİNNAZ)

İstanbul’a zorunlu göçü sırasında hasta eşini yolda kaybeden Binnaz’ın tek dünyası canından çok sevdiği kardeşi Yahya’dır. Şeref Oteli’nde gelini Güzide’yle birlikte çalışan Binnaz’ın, kardeşi Yahya’nın mutluluğu için yapamayacağı fedakarlık yoktur. Kardeşinin yıllar boyunca süren yasını güzeller güzeli Güzide’yi ona eş olarak uygun görmesiyle sona erdirdiğini düşünürken, aslında alınyazısına kederi de eklediğini zamanla anlayacaktır.

EDİP TEPELİ (GALİP) Şeref Oteli’nde uzun zamandır çalışan Galip, Yahya’nın gizlice yürüttüğü milli mücadele savaşında da gizli silahı, eli koludur. Çalışkanlığı, sadakati ve güvenilirliğiyle hiç bir zaman Yahya’yı ve Ali dayıyı mahcup etmez. Galip’i Şeref otele bağlayan sadakatinden başka bir de Ayşe’si vardır. İlk gördüğü günden beri içten içe Ayşe’ye aşık olan Galip, bu aşkla kendi imkansızını yaşayacak ve acının her zerresini tadacaktır.

VALENTİNA (TİJEN PAR) Yaşadığı zorlu ve mücadeleli çok uzun yıllara rağmen asaletini hala gençliğindeki gibi üstünde taşıyan Valentina (Tina), Kurt Seyit ve Şura’nın aşkının geriye kalan tek şahididir. Kardeşinin aşkını kutsal bir emanet gibi saklayan Tina’nın kapısını, bir gün hiç tanımadığı bir kadın çalar. Kendi sürpriz hikayesiyle birlikte aniden çıkıp gelen bu kadın, Kurt Seyit ve Şura’nın büyülü aşkını, Tina’nın hafızasının en değerli yerinden gün ışığına çıkaracaktır.

ZERRİN TEKİNDOR (YAZAR) Anneannesi Murka’dan dedesi Kurt Seyit’i dinleyerek büyüyen Yazar, Kurt Seyit’le Şura’nın büyük aşkını yazmaya karar verir. Bu aşkın izini sürmeye başladığında, karşısında  hayatının son dönemini yaşayan Şura’nın ablası Valentina’yı bulur. Yazar ile Valentina’nın geçmişe doğru uzanan yolculuğu zaman içinde hiç kimsenin bilmediği gerçeklerle boyut değiştirir.