5053873217 [email protected]

Hande Subaşı, All dergisinin mart sayısı için hem modellik yaptı hem de boş günlerini nasıl değerlendirdiğini, tatil planlarını ve mutlu evliliğin sırlarını anlattı.

HANDE SUBAŞI

Ankaralı’sınız değil mi? Ankaralılar çok naif insanlar olur derler. Siz de öyle misiniz?

– Anne tarafım Ankaralı, baba tarafım Elazığlı. Ama ben Ankara’da doğup büyüdüm. Genel olarak baktığımda ben de Ankara’da yetişen insanların biraz daha farklı olduğunu düşünüyorum.

Hande Subaşı şu aralar neler yapıyor? Sizi çok fazla göremiyoruz…

– Bu aralar daha çok kendimle ilgileniyorum. Bir oyuncu koçum var, onunla vakit geçiriyorum. Ayrıca daha doğru şarkı söylemek, daha doğru konuşmak adına şan dersleri alıyorum.

Ne zamandır şan dersi alıyorsunuz?

– Daha çok yeni aslında, bir ay kadar oldu. Ben bunu çok iyi şarkı söyleyeyim ya da şarkıcı olayım diye yapmıyorum ama… Daha çok oyunculuğuma katkıda bulunması için.

Peki albüm çıkarmak gibi bir niyetiniz var mı?

– Hayır, yakın vadede öyle bir planım yok. Dediğim gibi bunu sadece geleceğime bir yatırım olsun diye yapıyorum. Fakat şarkı söylemekten çok keyif aldığımı da itiraf etmeliyim.

Nasıl bir rol teklif edilse hiç düşünmeden kabul edersiniz?

– Öyle bir şey yok aslında. Gelen karakterin, rolün nasıl yazıldığı çok önemli. Bence rol, senaryo, yönetmen hatta tüm ekip bir bütün.

Dönem filmlerine çok uygun bir yüz yapınız var. Öyle bir filmde rol almak ister miydiniz?

– Evet, dönem hikayesi içeren işleri çok seviyorum zaten. Yıllar önce “Elveda Rumeli”de rol almıştım, son dönemde de “Muhteşem Yüzyıl”a konuk oyuncu olarak katıldım.

Dediğim gibi; şu anda kendimi her açıdan beslediğim ve yetiştirdiğim bir dönemdeyim. Zamanı geldiğinde iyi projelerde yer alacağımı düşünüyorum.

Boş bir gününüz nasıl geçiyor?

– Ben evini ve evde zaman geçirmeyi seven biriyim. Evde vakit geçirmek ve evle uğraşmak bana iyi geliyor. Tabii bu durum havaya göre de değişebiliyor.

Sabah kalkar kalkmaz hemen bir yere çıkıp gitmek bana göre değil. Kalktığımda uzun uzun kahvaltı etmeyi, ardından Türk kahvemi içmeyi çok severim. Sahile yakın oturuyorum ve June adında bir köpeğim var. Hava güzelse onunla yürüyüş yapıyorum sonra…

Sabah 9, akşam 6 arası bir işte çalışabilir miydiniz?

– Hayır, ben onu yapamazdım. Bizim mesleğimizde bu işlerin içinde olup, bu tempodan şikayetçi olmamak önemli. Herkes kendine göre bir düzen kuruyor.

Nasıl adlandırırsınız bilmiyorum ama biraz düzensiz, belki de biraz bohem bir hayatı seviyorum. Daha spontane, daha heyecanlı, daha hareketli geliyor. Çocukluğumdan beri memurluk yapamayacağımı hissediyordum.

Bu belirsizlik günlük planlarınızı etkilemiyor mu?

– Gün içinde belli bir saatimin olmaması tabii ki etkiliyor. Fakat planlı bir insan değilim. Günler öncesinden program yapmam. Bugüne kadar yaptığım planlar da zaten hiç tutmadı! Aylar öncesinden bilet almak falan hayat düzenime uygun değil.

Bu tempo evliliğinizi nasıl etkiliyor, nasıl yürütüyorsunuz?

– Eşim organizasyon işi yapıyor. Dolayısıyla onun da belli bir saati ya da çok önceden planlayabileceği bir tatil dilimi yok. İkimiz de aynı koşullarda olduğumuz için sıkıntı olmuyor.

Fazla konuşmak istemediğinizi biliyoruz ama evliliğiniz nasıl gidiyor?

– Birbirimizi anlayıp destek olabiliyoruz. Bu yüzden her şey gayet iyi. Fakat dediğim gibi özel hayatım hakkında çok fazla konuşmak istemiyorum.

Çünkü söylediğim her şey burada doğru çıksa da maalesef gazeteler tarafından çarpıtılıyor. Bu yüzden artık konuşurken iki kez düşünüyorum.

İyi bir evliliğin sırları var mı? Sizinkileri öğrenebilir miyiz?

– Mutlu evliliğin sırrı kişilere ve koşullara göre değişir bence. Çok sıradan olacak ama bana göre birbirlerinin sınırlarına, yaptığı mesleğe, canı sıkkınsa o anki ruh haline saygı göstermekten, sabırlı olmaktan geçiyor.