5053873217 [email protected]

Günümüzde hem eğitim sisteminin hem de küreselleşmenin etkisiyle ortaya çıkan durumlar, başarılı olmayı bir seçimden ziyade, zorunluluk haline getirmekte. Başarılı olmaya dair beklentilerin oluşması, çocuklarının kendilerinden bir parça olması nedeniyle ailelerde baskı haline gelebilmekte. Bu durum, ailelere önemli sorumluluklar yüklemekte ve onları çocukları için birincil destekçi yerine koymakta.

 

 

 

 

 

 

Aileler için “Ben ne yapmalıyım?” sorusunun işte cevabı:

GÜNÜ SORUN

Zamanının çoğunu okulda geçiren çocuklar için “Günün nasıldı?” sorusunu sormak onlarla hem iletişim kurulduğunu göstermekte hem de düşüncelerinin merak edildiğini göstererek onları konuşmaya davet etmekte. Bu davet, onların değerli olma duygularını da geliştirmekte. Özellikle, bu soru ailelere okul ortamı hakkında bilgi vermekte. Eğitim felsefesinin daha yapılandırmacı olmasıyla beraber azalan öğretmen-öğrenci şiddetine rağmen bu konuda çocuğun yaşayabileceği olumsuzluğu onun ağzından duymak mümkün. Özellikle, ASCA (American School Counselor Association)’ nın yapmış olduğu araştırma doğrultusunda 10 çocuktan 1’ i akran zorbalığını ailesine aktarmakta. Okula yeni başlayan, okul değişikliği yapan, öğretmenler tarafından övülen çocukların akran zorbalığına uğraması muhtemel. Çocuğun okul yaşantısını öğrenebilmek için onu konuşmaya teşvik etmek önemli.

YETENEKLERİNİ KEŞFETMESİNİ SAĞLAYIN

Her birey kendine ait özellikler taşır. Şu ana kadar belirlenmiş 8 zeka türü varken her çocuğun başarısını aynı kategoride değerlendirmek doğru değil. Aileler çocuklar için bir yol göstericidir. Etrafındakilerden haberdar olmayan çocuklar için aileler yönlendirici konumundadır. Örneğin; spor ya da sanat yeteneği olan bir çocuk yeteneğini ortaya koyacak bir ortam bulamıyorsa başarı duygusunu yaşayamaz. Ya da, sözel derslere yatkın olan bir çocuk için sayısal derslerde mükemmeliyetçi bir not beklemek haksızlık olur. Bu noktada, çocukların farklı ortamlarda ya da etkinliklerde kendini tanıması için ailelerin çocuklarını yönlendirmesi önem kazanmakta. Çocuk kendi özelliklerini keşfettikçe başarı duygusu pekiştirilecek ve bununla beraber özgüven duygusu gelişecektir.

OKULLA İŞBİRLİĞİ KURUN

Gün içinde verimli zamanın pek çoğu okulda geçmekte. Gece uykuyla geçtiği için aile çocuk etkileşimi de okuldaki kadar yoğun olmamakta. Dolayısıyla, çocuğun ders, motivasyon, sosyal etkileşim gibi etkinliklerini öğretmeninden dinlemekte fayda var. Okul deyince akla sadece ders başarısı gelmemelidir. Akran grubunun en yoğun olduğu okullarda çocuklar için sosyal gelişim gibi faktörler de önemlidir. Bu gibi gelişimleri gözlemlemek için belirli zamanlarda öğretmenlerle görüşmekte fayda var. Özellikle, çocuğu etkileyecek önemli olayların (aile ferdinin kaybı, hastalık, ilaç kullanımı vb.) yaşanması durumunda konu gerektiği kadarıyla okulla paylaşılmalı. Böylece çocuk için destek çift taraftan, hem okuldan hem de aileden, sağlanmış olacaktır.

 

 

KURAL

Kural, disiplinli olmayı beraberinde getirir. Disiplinli olmak ise planlı olmayı ifade eder. Başarı için de yapılacak işlemlerin sıraya konması, zamanın etkili kullanılması önemli. Ailede kuralların net ve anlaşılır olması çocuğun kendine düşen görevleri bilmesini sağlayacaktır. Örneğin; çocuk ne zaman ders çalışacağını ne zaman ara vereceğini, ne zaman uyuyacağını ailenin yönlendirmesiyle bilmelidir.

TUTARLI

Aile içinde kuralların olması ebeveynlerin tutarlılığıyla devamlılığını sürdürür. Ortada bir kural varsa bunu hem anne hem de baba desteklemelidir. Örneğin; ders çalışma zamanında anne çalışma ortamını hazırlıyor, baba maç zamanı deyip sürece engelleyici olmamalı. Ya da anne yemek vakti diyerek devreye girmemeli.

ÖDÜLLENDİRİN

Öğrenme psikolojisinde ödül davranışın tekrarını sağlar. Ceza ise, davranışın baskılanmasını sonrasında da daha büyük bir şiddetle ortaya çıkmasına neden olur. Sınavdan iyi bir not alan, çalışma sürecini verimli geçiren, ödevlerini düzenli biçimde yapan vb. özelliklerdeki çocuk ödüllendirilmeli. Bu ödüllendirme, onu daha da teşvik edecektir. Ancak; ödül onun yaşına ve ihtiyacına uygun olmalıdır.

SADECE SEVMEYİN, SEVDİĞİNİZİ HİSSETTİRİN !

Çocuğun ders başarısı için okula gitmesi yeterli değil. Birey temel ihtiyaçlarını karşılamış olmalıdır ki; başarı için çaba gösterebilsin. Çocuğun karnının tok olması gibi fizyolojik ihtiyaçların yanı sıra sevgi de temel bir ihtiyaçtır. Birey fizyolojik, , güvende olma, ait olma ve sevgi ihtiyaçlarını giderdikten sonra bilme,anlama durumuna odaklanabilir. Bu sebeple, çocukla birlikte aile olarak faaliyetler yapmak, yapılanların “Onun için” olduğunu hissettirmek, çocuğun fikrine önem vermek vb. girişimler ders başarısının gerçekleşebilmesi için adım oluşturacaktır.

Ceren GELMEDİ