5053873217 [email protected]

Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Minimal İnvaziv Üroloji Derneği tarafından 2-3 Şubat 2013’de Acıbadem Maslak Hastanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Fleksible Üreteroskopik Taş Cerrahisi Kurs Programı”nda uzmanlar, böbrek taşı kırmada kullanılan en son yenilikleri tartıştı. Kursun direktörlüğünü yapan Acıbadem Maslak Hastanesi Üroloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Kural, idrar yolları taşlarının tedavisinin artık açık ameliyatla yapılmadığını, bugün en dirençli taşların bile modern yöntemlerle kırılabildiğini, böylece hastaların daha uzun süre ve kaliteli yaşayabildiklerini söyledi.

Programın cerrahi kurs bölümünde hekimler canlı maketler üzerinde çalışmalar yaparak böbrek taşı cerrahisinde kullanılan en güncel yöntemleri uygulama konusundaki pratiklerini geliştirme fırsatı buldu. İkinci gün ise gerçekleştirilen 3 canlı ameliyatta, Prof. Dr. Ali Rıza Kural tarafından RIRS yöntemi ile 54 yaşındaki bir erkek hastanın böbrek havuzcuğundaki tümörü tedavi edilirken, Dr. Selçuk Keskin ve Dr. Bülent Önal tarafından ise, RIRS ve Microperc adı verilen yöntemle hastaların böbreklerindeki taşlar tedavi edildi. Prof. Dr. Ali Rıza Kural, 1980’li yıllardan itibaren 1 cm’lik kesiden girilerek “Perkütan Nefrolitotomi” ameliyatı uygulanırken, bu yöntemin özellikle de küçük çocuklarda sakıncalı ve imkansız olabildiğini, bu tür durumlar olduğunda ise neredeyse 1 mm çapında özel aletlerle girilerek böbrek içindeki taşların kırılabildiğini söyledi. İdrar yollarında özellikle böbrek havuzcuğu veya üreter kanalında tümör vakalarının nadir görüldüğünü, ancak günümüzde bu tümörlerin de endoskopik yöntemlerle çıkarılıp böbreğin kaybedilmesinin önüne geçilebildiğini anlatan Prof. Ali Rıza Kural, bu sayede hasta konforunun da arttığını dile getirdi.

2 CM’DEN KÜÇÜK TAŞLAR HASTALARI ZORLUYOR

Toplantı çerçevesinde gerçekleştirilen panelde ise taş cerrahisinin gündemindeki başlıca konular tartışıldı. Bu konular arasında en önemlisi 2 cm’den küçük böbrek taşlarında uygulanan tedavilerdi. Panelde konuşan ve 1980’li yıllarda uygulanmaya başlayıp günümüzde daha da geliştirilerek popüler hale gelen ESWL, yani vücut dışından şok dalgası tedavisi yöntemi hakkında bilgiler veren Dr. Ender Özden, bu yöntem sayesinde böbrek taşlarının kırılıp idrar yolundan atılabileceğini belirterek şunları söyledi:

“ESWL yönteminde taşlar dışarıdan böbreklere belli şiddette gönderilen şok dalgalarıyla kırılıyor. Ancak hamilelere, tedavi edilmemiş idrar yolu enfeksiyonu olan hastalara, iskelet anomalisi olanlara, obezlere yapılamamaktadır. Taş ve cilt arasındaki mesafe 10 cm’den fazla olduğundan yöntem obez hastalarda başarısız oluyor.”

Acıbadem Üniversitesi Üroloji Bölümü’nden Dr. Enis Coşkuner ise, taş cerrahisinde kullanılan bir başka yöntem olan “Fleksible Üreteroskopi” hakkında bilgi vererek, bu yöntemin başarı oranının ESWL’ye yakın olduğunu söyledi. Bu yöntemin özellikle başarısız taş kırma ve dirençli taş vakalarında yüzde 67-70 oranında başarı sağlayabildiğini ifade eden Dr. Enis Coşkuner, yöntemin 1 cm’nin altındaki taşlarda ilk seçenek olarak uygulandığını, 2 cm’ye kadar olan taşlarda da başarıyla kullanıldığını söyledi. Bu yöntemde gövdesi kırılıp bükülebilen özel bazı cihazlar kullanılarak idrar yolundan böbreklerin içine kadar girilerek lazer enerjisiyle taşlar kırılıyor.”

Bir başka böbrek taşı kırma yöntemi olan perkütan cerrahi hakkında da bilgiler veren Dr. Enis Coşkuner, bu yöntemde bel bölgesinde bir delikten girilip kapalı ameliyat ile taşları kırıldığını, bu yöntemin yaklaşık 30 yıldır uygulandığını, ancak teknolojisinin daha da geliştirildiğini belirtti.

HEKİM YÖNTEMİ İYİ SEÇMELİ

Böbrek taşlarının kırılmasında modern teknoloji ve gelişmiş aletlerin kullanılması kadar hekimlerin bilgi, deneyim ve becerisinin de yüksek olması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ali Rıza Kural, özellikle de morbid obezlerde seçilecek yöntemin önemli olduğunu belirterek şunları söylüyor:

• Morbid obezlerde vücut dışından şok dalgası uygulanamıyor. Çünkü böbrek taşını kıran aletin başlığı ile taş arasındaki mesafe 10 cm’den fazla olduğunda sorun çıkıyor.
• Aynı şekilde obez hastalara yüzükoyun pozisyon verip bel bölgesinden girerek özel aletlerle taşı almak yani Perkütan Nefrolitotomi de zor oluyor. Fleksible Üreteroskopi ( FU) tekniği bu hastalar için ideal bir yöntemdir. İdrar yolundan özel bükülebilir aletlerle girilerek sırt üstü yatan bir hastada böbreğe ulaşarak taşları kırma prensibine dayanan bir yöntemdir.
• Bu tekniğin geçmişi 25 yıla dayanmasına karşın son yıllarda dijital cihazlar, görüntü kalitesini yükseltti. Taşları kırdığımız lazerlerin geliştirilmesiyle ve çok ince özel problar üretilmesiyle böbreğe girmek kolaylaştı, görüntü kalitesi arttı, taş kırma kalitesi ve sonuçta hasta konforu da arttı.
• Bu yöntem morbid obez hastaların yanı sıra yapısal başka bozuklukları olan hastalar da kullanılan, uygulandığında iyi sonuçlar veren bir yöntem olarak kullanılıyor.

BÖBREK TAŞLARI SON 40 YILDA KÜÇÜLDÜ
Böbrek taşlarının çapında son 40 yılda bir küçülme olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ali Rıza Kural, bu konuda şu bilgileri veriyor:

“Ülkemizin taş hastalığı kuşağında olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle beslenme yönünden sorunların olduğu bölgelerde ya da bazı iklim kuşaklarında, sıcak bölgelerde böbrek taşlarının daha fazla görüldüğünü biliyoruz. Biz de böyle bir kuşaktayız. Son 40 yılda hastalarda rastladığımız taşların çaplarının küçüldüğünü görüyoruz. Bundan 40 yıl önce tüm böbreği dolduran enfeksiyon taşları ve çok büyük mesane taşları vardı. Artık ülkemizdeki sosyal ve ekonomik gelişmeyle, sağlıklı beslenme bilincinin artmasıyla bu tip taş hastalıkları azaldı.”
Böbrek taşlarının kişilerin günlük yaşamlarında yarattığı sorunların dışında, organ nakli yapılması gereken durumlarda da sıkıntıya neden olabildiğine değinen Prof. Dr. Ali Rıza Kural, şunları söylüyor:

“Eğer vericinin böbreğinde ufak bir taş varsa önceden veya böbrek alındığı sırada bu taş özel tekniklerle kırılarak böbrekten çıkarılıyor. Ancak kadavradan alınmış böbrekte maalesef bunu yapmak mümkün değil, çünkü kadavra böbrekte ufak bir taşın varlığı önceden bilinmeyebilir. Türkiye’de modern taş cerrahisini uygulayabilen hekim sayısı oldukça fazla ve beceri düzeyleri de yüksektir.Özellikle de son 10 yılda bu konuda becerisi, bilgisi yüksek, teknolojiye hakim uzmanlarımızın sayısı çok arttı. Bu alanda çok iyi olduğumuzu söyleyebiliriz.”