5053873217 [email protected]

1995’li yılların başlarında sahnelere öyle bir dansöz girmişti ki, herkes ‘kim bu kız’ dedi. Topaloğlu’nun keşfettiği Asena, titriyor ve titretiyordu ortalığı. Sahnelerde ünlenince yolu bu kez Tatlıses ile kesişti. Büyük aşk, başına “Büyük olaylar ve ambargolar” getirdi. İşte o Asena, “2012’de yeniden doğdum” diyor…

‘Benzemez Kimse Sana’ adlı yarışma programında kılıktan kılığa bürünen, daha önce de ‘Buzda Dans’tan ‘Survivor’a kadar değişik yarışmalara katılan Asena, Güneş gazetesinden Nurettin Soydan, Vehbi Dinçcan ve Şahin Büyükkaya’nın sorularını yanıtladı.

Ünlü oryantal özel yaşamından yeni projelerine, pişmanlıklarından, yarışma tutkusuna, kadar her şeyi içtenlikle anlattı.

İşte röportaj:

“ENİNDE SONUNDA SHOWGIRL OLACAĞIM”

NURETTİN SOYDAN: Gecenin bu saatinde nereden geliyorsun ekstradan mı?

ASENA: Ekstra değil de bir toplantımız vardı. Dostlarımızla bir araya geldiğimiz keyifli bir geceden. Fasıl yapıyorlar ben de, bir iki espri, stand-up yaptım . Zaten eninde sonunda showgirl olacağım.

VEHBİ DİNÇCAN: Yakında tiyatro, dizi olacak gibi duyumlar alıyorum ne diyorsun?
Şimdi millet yavaş yavaş yeteneğimi keşfetmeye başladı. Yani ekran yüzü var bu kadının, sinema yüzü var. Komik de kadın birçok şey yapabilir niye düşünmedik diyenler oldu. Hayret ettim.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Survivor ‘dan sonra sana dizi ve film teklifi gelmişti ne oldu senaryoları mı beğenmedin?
Yarışmayı takip edenler benim için bu kadın fiziksel olarak inanılmaz güçlü bir kadın diyorlardı. Türk dizilerinde, sinemasında öyle kadınlar yok. Mesela Avrupa’da, Hollywood’da ‘Kill Bill’ denilen kadın çoğu efekt olsa da, gerçekte koşuyor zıplıyor. Çoğunda dublör kullanmıyor. Zeyna da öyle. Bizim dizilerimizde köyde süt sağacak, odun kıracak bir kadın yok. Nerede manken tipler var polis rolünde oynuyor. Bana sen fiziğini acayip kullanılırsın demişlerdi. Ama teklif edilen roller salon kadını, sosyete kadını. Bu yüzden olmadı.

VEHBİ DİNÇCAN: Bendeki vücut kimsede yok demişsin! Kendi kendini mi çok beğeniyorsun?
O bir röportajdı. ‘Yüz olarak pek güzel bir kadın değilim, fiziğime güvenirim. Allah güzel bir fizik hediye etti bana dedim. Ertesi gün başka bir gazetede güya ben demişim ki “Allah bana bir fizik verdi, bir çizdi beni, özene bezene yarattı. Her tarafımı milimetrik hesapladı” böyle bir cümle var mı ya! Yani ben söylemedim, onlar yorum yapmışlar.

“BENİ MUSTAFA TOPALOĞLU KEŞFETTİ”

VEHBİ DİNÇCAN: Artist olabilirdin neden oryantalliği seçtin?
Beni ilk piyasaya çıkaran Mustafa Topaloğlu’dur! Mustafa’nın çok kişiye emeği var ama kimse söylemiyor. Neden söylemezler bilmem ama ben söylüyorum. Beni Mustafa Topaloğlu keşfetti.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Mustafa Topaloğlu seni nasıl keşfetti?
Ben çok güzel dans ediyormuşum öyle diyorlardı. Beşiktaş’ın ‘Şampiyonluk Gecesi’ olacaktı, Çok küçüğüm o zaman, o geceyi yapanların ofisine gittim. ‘Ben sahneye çıkacağım.’ dedim. Beni terslediler.

Ben de yalvardım yakardım, ‘İki saat çıkarım oynarım para falan da istemem, yeter ki beni çıkarın.’ dedim. Benim ısrarım hoşlarına gitti. İlk dansım böyle oldu. Daha sonra üniversite eğitimi için dansa ara verdim. Babaannem bakıyor ki içimde dans tutkusu var, Topaloğlu’nu arayıp buluyor. Hemşehriyiz, Rizeliyiz. Babaannem diyor ki “Benim kızımı sen televizyona çıkar”, oda çıkarıyor böyle başlıyor benim dans serüvenim.

VEHBİ DİNÇCAN: Ne kadar oldu oryantale başlayalı.
94 sonu 95, 17 yıl oldu. Ben ürettikçe, iyi baktıkça kendime daha dans hayatım devam eder gider.

“SNOP KESİM HOR GÖRÜYOR”

NURETTİN SOYDAN: Bazı kesimler oryantalleri küçümsüyor mu?
Şu snop kesim var ya, o enteller menteller dedikleri kesim o kesim hor görüyordur. Halk beni hiç küçümsemedi. Kendi evinden ailesinden biri gibi gördü. Ara verdiğim zaman halktan insanlar dürtükledi beni “Niye çıkmıyorsun. Allah’ın verdiği o güzel şeyi niye ziyan ediyorsun” diye çok kızan oldu.

NURETTİN SOYDAN: Hiç bu işi bırakmak istediğin dönemler oldu mu?
O sıkıntılı dönemlerde (Tatlıses’ten ayrıldığı dönemi kast ediyor) illallah dedim. Oraya çıkma, buraya çıkma. O zaman lanet olsun, bu ülkeden de gidiyorum, bu mesleği de bırakıyorum. Her şeyi bırakıyorum dediğim zaman oldu.

“TATLISES SAHNELERE ÇIKMAMI ENGELLEDİ”

VEHBİ DİNÇCAN: Engellendin yani?
Evet, evet tabi ki. Yoksa kendi isteğimle değildi sahnelere çıkmamam.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Artık piyasaya yeni oryantaller pek çıkmıyor bunun nedeni ne?
Bana göre üreten dansöz yok. Bir şey yapmıyorlar, hepsi aynı o yüzden de ortada kimse parlamıyor. Yani bir özelliği yok. Benim dönemimde her dansözün bir tarzı vardı. Sibel Barış çok estetik bir kadındı. Tanyeli’nin Hint tarzı değişik bir duruşu vardı. Zinnur Karaca uzun saçlı balıketli Türk lokumu. Herkesin bir özelliği vardı. Asena dediğin zaman işte titreyen, acayip değişik figürleri yaratmış bir kadın vardı. Şimdiki dansözlerin hiç biri bir şey üretmiyor. Herkes birisinden bir şey alıp yapmaya çalışıyor. O yüzden kimse öne çıkmıyor. Ama farklı bir şey yapan patlar.

VEHBİ DİNÇCAN: Tatlıses’le yollarınızı ayırdıktan sonra Didem diye bir oryantal çıktı. Sonra sana rakip gösterdiler.
Benim hayatta en sevmediğim şey biriyle kıyaslanmak. Çünkü herkesin yoğurt yiyişi farklıdır, herkesin alıcısı farklıdır. Ben iyi veya kötü sansasyonlarımla, yaşadıklarımla Türk halkınını kalbinde yer etmişim. Asena dediğimiz zaman ailemizin kızı Asena. Bunlara bir şey bulmaya gerek yok. Söylediğiniz kişi ile ne mesleki, ne kültürel, ne duruş, ne hayat, ne tecrübe kıyaslanamayız. Hülya Avşar ile Petek Dinçöz’ü kıyaslamak gibi bir şey yani. Ben kimsenin tahtına oturmadım, kimse de benim tahtıma oturamaz.

YILLAR SONRA ASENA

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Dobra birisin. Kaset yaptın, şarkıcılığa soyundun. Ama sesim yeterli değil diyerek şarkıcılığı bıraktın?
Şarkı söylemek, şarkıcı olmak hevesim vardı. Aslında işe sıkı sarıldım. Ama sonra baktım bu sesten bir şey olmaz, çok uğraşsam yine olmaz işi tadında bıraktım.

NURETTİN SOYDAN: Sinema oyunculuğu hevesin devam ediyor mu?
Evet bir şey yapabileceğimi hissediyorum. Bir yetenek olduğunu biliyorum kendimde. Ama ben Fransız filmleri olur ya, hiç dekor bile kullanmazlar, doğaçlama. Bütün hünerini koyar ortaya. Öyle bir filmlerde oynamak isterim.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Hiç keşke dediğin, yapmasaydım dediğin oldu mu?
Demişimdir. Hiçbir şey mükemmel gidecek diye bir şey yok. İllaki bir şeylerde gitmiştir gelmiştir .Ben sağlığıma çok iyi bakmak zorundayım. Bana bir şey olursa babaanneme kimse bakamaz. O yüzden hep sağlam durmak zorundayım.

“İNANILMAZ BİR OYUNCULUK SERGİLEYEBİLİRİM”

NURETTİN SOYDAN: İçinde ukde kalmış ortaya çıkarmadığın bir aslan var mı?
İnanılmaz bir oyunculuk sergileyebilirim. Kimse bakmadığı için bu yönüme hep bir konu ile gündeme geldiğim için. Bu kadın ne yapar, ne eder? Neye yeteneği var, başka neler yapabilir? Diye. Hiçbir zaman düşünülmedi. Bir de benim şöyle bir özelliğim var. Çok iyi sunuculuk yaparım. En sevdiğim ve özlediğim içimde kalanlardan bir tanesi sunucuk.

NURETTİN SOYDAN: Şimdi daha mı özgür hissediyorsun kendini?
Ben küllerimden doğuyorum. Ben 2012 itibariyle yeniden doğdum. Kumda inceldim, küçüldüm, küçüldüm. Kaybolacakken, hani yengece, kaplumbağaya dokunduğunuzda nasıl kafasını içeri sokar korumaya alır ya! Ben öyleyken birden ortalıkta herkes çekildi. Kabuğumu azaltmaya başladım, kendimi kaplumbağa gibi hissediyordum.

NURETTİN SOYDAN: Kaplumbağa mısın, aslan mısın?
Ben kaplumbağadan aslana dönüşüyorum. Ceylan ile kaplumbağa arası.

“ESPRİ YAPTIM YÜZÜME GÖZÜME BULAŞTI”

VEHBİ DİNÇCAN: Huysuz’la programda bir şey oldu. Sana nasıl geldin dedi sen de dedin ki ‘Yönetmenin yatağından geçtim’ hakikaten böyle bir şey oldu mu?

Ben öyle bir şey demedim. Huysuz dedi ki “Bu kadına bu programda çok özen gösteriyorlar, her taklit ettiğinde dekorlar mekorlar, iltimas geçiliyor. Sen kimin ile samimi oldun kızım?” dedi. Ben de güldüm, dedim ki “Hani derler ya, böyle şeylerde genelde yakıştırma yaparlar. Hani ya bir zengin adam vardır arkasında, ya yönetmenin yatağından geçer” öyle derler. Huysuz da “Aa sen yönetmenin yatağından mı geçtin” dedi. Hayır ben kendim için demiyorum ki öyle derler dedim. O cümleyi aldılar öyle bir yaptılar ki seyrettiğin zaman başka bir şey, dinlediğin zaman başka bir şey. Yani tuhaf bir şey oldu. Halbuki ben “öyle derler” dedim. Espri yapmaya kalktım yüzüme gözüme bulaştırdım.

VEHBİ DİNÇCAN: Rahatsız olmadın mı?

Yok hiç rahatsız olmadım neden rahatsız olayım. Ne kadar güzel bir programda o kadar güzel diyaloglarımız varki biz daha çok eğleniyoruz ki yayınlamıyorlar. Biz de öyle değil miyiz, geyik yapıyoruz, muhabbet yapıyoruz ve sonra kibarlaşıyoruz. Normalde insanlar bir arada iken birbirlerine küfürlü fıkralar anlatır, küfürlü konuşuyor. O zaman ayıp olmuyor da biz orada, aramızda ve televizyonun önünde yapınca mı ayıp oluyor.

NURETTİN SOYDAN: Benzemez Kimse Sana yarışmasında 7 tipleme yaptın. En zoru hangisiydi?
Bergen zordu, bir de Hande Yener ve Micheal Jackson’da çok gerildim. Yani Micheal Jackson olmak çok zor. Her baba yiğidin harcı değil. Micheal Jackson’un taklidini erkekler yapıyor ama kadın olarak yapanı ben hiç görmedim.

“HAYATTAKİ EN BÜYÜK PİŞMANLIĞIM..”

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Hayatta en büyük pişmanlığın nedir?
Komik gelecek size ama saçlarımı kestirmem.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Ben bunu yapmasaydım dediğin keşkelerin var mı?
Herkes hangi cevabı vermem gerektiğini biliyor aslında. Fakat şöyle de diyorum, yani belki de o şey beni yetiştirdi. Beni hayata karşı farklı bir duruşa getirdi. O pişmanlık mı değil mi çözemiyorum.

“TATLISES BENDEN ÇOK ŞEY GÖTÜRDÜ”

NURETTİN SOYDAN: Bir anlamda şöhretinin doruk noktası Tatlıses dönemi oldu, ama küllerinden doğma dönemi de yine Tatlıses oldu. Bu sende nasıl bir his uyandırdı?
Mustafa Topaloğlu keşfetti ve ben dansımla tanınıyor ve yürüyordum. Bütün televizyondaki programlara çıkıyordum. Asena popülerdi. Asena’yı herkes biliyordu. Bana ne verdi o şey (Tatlıses) sadece popülerlik verdi. Ama mesleki anlamda benden çok şey götürdü. Yurt dışına açılamadım, bir şey yapamadım yani. Ben de bir şeyler var, ben de bir halt olmasa kim ne kadar ne yaparsa yapsın ne olabilirdim ki! Tabii ki bir yere kadar. Sonunda insanlar lanet olsun bundan bir şey olmuyor der bırakırlardı beni. Ama ben çok iyi dans ettiğim için çok başarılıydım. Üzerine o beraberlik gelince farklı bir şey oldu.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Tatlıses ile çalıştığın dönemde en büyük kazancın ne oldu ?
Diyorum ya bana popülerlik verdi ne oldu. Ben falancanın dansöz sevgilisi oldum yalan mı? Bu ilişki mesleğime bir şey verdi mi? Bana figürleri onlar mı öğretti? Onlar mı beni dansöz yaptı? Mesleki olarak hiç ilerlemedim, tam tersi geriledim. Bütün yurt dışı projelerim gitti. Çevremi kaybettim.

VEHBİ DİNÇCAN: Geriledim mi diyorsun?
Evet mesleki olarak geriledim. Ama çok popüler bir kadın oldum yani. Ama neden? Çünkü onun dansöz sevgilisi olarak anıldığım için sizler beni hep manşetlere taşıdınız.

NURETTİN SOYDAN: Tatlıses’in adını konuşmanda özellikle mi anmıyorsun?
Herkes ne demek istediğimi anlıyor.

“BU İLİŞKİ BENİM SEÇİMİM DEĞİLDİ”

VEHBİ DİNÇCAN: Bundan sonra yine bir ünlü isim olur mu hayatında?
Olmaz, bundan sonra olmaz. O zaman da olmazdı da, o nasıl oldu onu da anlamış değilim. Şimdi benim seçimim değildi bu yani. Ben her şeyimi kendim seçiyorum. Yani ne istiyorsam kendim yapıyorum ve yaşıyorum. Her insanın hayatında öyle bir dönemi vardır. Elinde olmadan bir şeylere uymak zorunda olduğun dönem vardır. Ben o dönemi yaşadım bitti kurtuldum yani.

NURETTİN SOYDAN: Hiç sevmedin mi Tatlıses’i?
Girmeyelim o konuya abi!

“SURVIVOR’DAN ZORLA GÖNDERDİLER”

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Çok büyük iraden var. Survivor’da Sibel Tüzün gibi ünlüler ilk haftalarda elendi sen orada bayağı dayandın? Ben daha da dayanırdım da zorla gönderdiler.

VEHBİ DİNÇCAN: Survivor sana bir şey kazandırdı mı?
Çok şey kazandırdı, şöyle ki; bütün Türk halkı benim gerçek yüzümü gördü diye düşünüyorum. Yani sevmeyen bile sevdi. Herkes vay işte bu kadın bu dedi. Güçlü kadın duruşunu ve dediklerini ekranda birleştirdi.

“PASCAL’LA AŞK YAŞADIM AMA YATMADIM”

VEHBİ DİNÇCAN: Orada aşk mevzuları çıktı orada Pascal ile bir aşk yaşandı mı?
Bir elektrik yaşandı Pascal ile yani. Bu kadar çok ismimin çıkıp da, aramda hiçbir şeyin olmadığı tek adam Pascal’dır. Buna isteyen inanır isteyen inanmaz. Platonik bir aşk yaşadık Nouma ile.

NURETTİN SOYDAN: El ele de mi tutuşmadın?
Orada el ele olabilirsin ama cinsel olarak hiçbir şekilde öpüşmem bile olmadı. Bırakın cinselliği, öpüşmem o tür hiçbir şeyim olmadı.

VEHBİ DİNÇCAN: Neden olmadı?
Orada kaldı yani belki de boşluktan. Biz döndükten sonra farklı oldu her şey. Bir de çok inanılmaz kadın kitlesi olan bir adam. Benim de kitlem de iyidir. Yani bir ipte iki cambaz olmaz abi.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Merve Büyüksaraç sürekli demeç veriyor. Önce aç kaldık diyor sonra yemek veriyorlardı, yiyorduk dedi. Orayı bir anlat neler oldu?
Öyle bir şey yok abi. Bizi öyle bir şey yapmadılar biz zaten Suvivor’un en zorunu yaşadık. Onları tekneyle adaya bıraktılar. Bizi Atlantik’e attılar helikopterden. Onların olduğu adada balık vardı. Öyle bir adaya düştüler ki, biz tam takır kuru bakır yani. Biz daha çok zor şartlarda yarıştık.

VEHBİ DİNÇCAN: Para kazandınız mı?
Yani tabii ki belli bir şey alıyorsun. İnanılmaz derecede hayatımı değiştirmedi ama maneviyatımı değiştirdi.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Her yarışmaya gidiyorsun. Kaç yarışma oldu? Ruhunda sürekli bir yarışma duygusu mu var?
Her şeye yeteneğim var demek ki. Katıldıklarım fiziksel şeyler, zekayla alakalı değil.

VEHBİ DİNÇCAN: Yemek yapmasını biliyor musun? En iyi yaptığın yemek hangisi?
Biliyorum, yani erkeğimi doyururum dışarıda yemek yemez yani. Pilavımı çok beğeniyorlar, kolay gibi görünür ama aslında bir kadının en büyük sınavı pilavıdır.

NURETTİN SOYDAN: Erkeğimi doyururum dedin, ama erkeğini kendine bağlar mısın?
Ben bağlamam o bağlanır zaten.

“ANNE OLMAYA HAZIR DEĞİLİM”

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Serhat Fafal ile evlilik hazırlıkları yapıyordunuz ayrıldınız. Araya birisi mi girdi?
Hayır araya çocuk girdi. Evleniriz hemen çocuk yaparız dedi. Hemen anne olmamı istedi. Ben de zaten bir sürü şey atlatmışım. Anne olmaya hazır değildim. Düşüneyim dedim, sonra ben yapamam dedim. Yani şimdi hamile olacağım meslektaşlarım işini yapacak, o ışıklarda alkış alacak ben yokum olmaz dedim.

VEHBİ DİNÇCAN: Şimdi çocuk yapar mısın?
Gene yapmam. Birkaç sene daha yapmam. Yapıp, yapıp geri geliyorlar.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Gülben Ergen üç çocuk yaptı ama evliliği yürümedi.
Ama ben zaten yuva yürüsün diye çocuk yapmazdım. Ben anne olmak, eşim güzel bir karım var desin diye evlenirdim yani.

NURETTİN SOYDAN: Neden korkarsın?
Allah’tan korkarım. Bir şeyden daha korkarım, Allah’tan korkmayandan.

NURETTİN SOYDAN: Kurşun yarası dışında sen de derin izler bırakan başka ne var?
Başka bir şey yok!

“TATLISES DIŞINDA KİMSEDEN DAYAK YEMEDİM”

VEHBİ DİNÇCAN: Hiç hayatında dayak yedin mi? Onlar sende iz bıraktı mı?
Evet yedim. Bizzat yanımda olup da bunu sorma. Artık takmıyorum.

VEHBİ DİNÇCAN: Tatlıses dışında başka erkeklerden hiç dayak yedin mi?
Asla yemedim.

NURETTİN SOYDAN: Sen attın mı?
Bu değişik bir konu yani. Benim attığım ilk dayağım babaanneme birisi küfrettiğinde olmuştu. Sonra da bir kız arkadaşımı çocuklar rahatsız ediyordu o zaman olmuştu. Çocukken çok kavga ederim.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Romantik misin ?
Ben kadın gibi kadınım. Ruhum çok romantik, her şeye ağlarım. Duygusal bir film de gözyaşlarımı tutamam çabuk etkilenirim. Yakınlarımdan gelen bir telefon bile beni etkiler.

NURETTİN SOYDAN: Göbeğinin teri ile şu ana kadar neler kazandın?
Ben bir şey söyleyeyim mi, kaybettiklerimi kazanmaya çalışıyorum.

NURETTİN SOYDAN: Oynayacaksın diye servet teklif edenler oldu mu?
Zorla bir tek babaannem kaldırmıştı çocukken onu hatırlıyorum bir de tokat atmıştı niye kalkmıyorsun diye. Bir sürü genç kız oynuyor sen niye oturuyorsun demişti. Onun dışında öyle bir şey olmadı.

“HİZ TACİZE UĞRAMADIM”

NURETTİN SOYDAN: Tek taş pırlantalar? Hediyeler teklif eden olmadı mı?
Yok, yok ben istediğim zaman her zaman oynadım. İstemediğim hiçbir şey olmadı. Hani bazen derler ya çok taciz ediyorlar. Neyi taciz ediyorlar ya. Ben hiç tacize uğramadım bugüne kadar. Sen ne verirsen insanlar onu alır yani. Senin duruşun nasılsa ben çıktığımda çatal bıçağı bırakıyor insanlar, seyrediyor sonra devam ediyor.

VEHBİ DİNÇCAN: Oryantal olmasaydın ne olurdun?
Kesin basketbolcu olurdum. Ya basketbolcu, ya avukat olurdum.

ŞAHİN BÜYÜKKAYA: Önünde dans ettiğin en ünlü isim kim?
Bir sürü isim var Tina Turner var, Bill Clinton var, Arap şeyhleri var. Mel Gibson var, Robert Redford var. Daha bir çok ünlü.